Tek Tokatla Bir atı Deviren Osmanlı Askerleri (Osmanlı Tokadı)
Meşhur Osmanlı tokatını herkes bilir, peki bu tokat nasıl atılıyor, herkes atabiliyor muydu? Eğitimi nasıl oluyordu? Ne kadar güçlüydü? soruların cevabını şimdi öğreniyoruz. :)
Sadece Düşmanları Değil Atları Tokatlamak İçin de Eğitim Alıyorlardı.
Osmanlı tokadı elin her iki yanıyla da yapılabilen ve muhatabını sersemleten, duruma göre bayıltan istenildiği takdirde de öldüren bir saldırıdır.
Bu tokatların muhatabı genel itibarıyla düşman askerleri olsada, Savaş atlarını etkisiz hale getirmek içinde kullanılırdı.
Çocuk Yaşlardan İtibaren Yağlı Mermerleri Tokatlayarak Eğitim Alıyordı.
Osmanlı Tokadı zannedildiği üzere her Osmanlı’nın değil, yalnızca alanında uzman askerlerin uygulayabildiği bir tekniktir. Osmanlı Tokadını ‘delibaş’ isimli askerler yıllar süren eğitim sonucu atabilirlerdi.
Delibaş’ların çocukluktan itibaren pirinç ve hamurla beslenip vücutlarının güçlü ve diri kalmasını sağlanır ve yine erken yaşlardan itibaren her gün yüzlerce kez yağlı ellerle mermere vurarak gelişimlerini tamamlarlardı.
Peki Bu Ata Kültürü Tokat Nasıl Atılıyordu?
En çok yüzün her iki yanına ve enseye; Bilek veya dirsek kırılmadan, omuzdan güç alınarak, büyük bir hızla atılırdı.
Ama, asıl Osmanlı tokadı Yüzün her iki yanına veya enseye atılabildiği gibi, burnu hedef alacak şekilde, yüzün tam ortasına, avuç içini germeden, aya, burun ucuna denk gelecek şekilde atılırdı.
Bu şekilde,kafatasının göz çukurları arasında kalan kısmı kırılarak beynine saplanır,böylece ölüme yol açardı. Böyle bir tekniğin uygulanmadığı durumlarda bile,hızlı ve çok sert biçimde atıldığı ve çok kuvvetli bir tokat olduğu için, boyun kırılmasına yol açarak da öldürebiliyordu.
Kulağa Atılanı da Varmış
Bir diğer stiliyse Kulak hizasına vurulan Osmanlı tokatıdır. Kulağın içinde bulunan denge sıvısı ve mekanizmasını sarsmaya yönelik yapılan vuruştur. kulakta kemik-kıkırdak dokusunu parçaladığından tokadı yiyen kişi yüksel bir ihtimalle can verirdi.
Neden Tokat!
Osmanlı tokadı genellikle savaşlarda birebir ve yüzyüze yapılan mücadeleler esnasında sık sık yaşanan silahın elden düşmesi ya da kırılması durumunda kullanılmıştır.
Usulüne Uygun Biçimde Kavgada Kullanılıyor
Osmanlı kültüründe bir kavgada taraflar asla birbirlerine yumrukla müdahale etmezlerdi. Yüze kalıcı zararlar verme ihtimalinden dolayı birine yumrukla saldırmak son merhalede yer alır ve yumrukla ilk saldıran ayıplanırdı.
Osmanlı tokadı, kavgadaki taraflarca yeri ve zamanı bilinen kurallara göre usulünce tercih edilirdi. Kavgada büyük olan karşısındakini sesi etraflıca duyulan şiddetli bir tokatla uyarır ve bu durum genellikle yeterli olurdu.
Arkeolojik Kazılarda Delibaş Askerince Tokat Kombo yiyen Asker ve At İskeletleri Bulunmuş
Osmanlı tokadı gerçeğine yapılan arkeolojik kazılar sonrasında da rastlanmıştır. Osmanlı’nın savaştığı topraklarda yapılan araştırmalarda bulunan bir çok at ve insan kafatasında tokat izlerinin olduğu gözlemlenmiştir.
Kazılar esnasında kafatası içine yani beyne doğru göçmüş insan iskeletleri hatta metal miğferlerde bile el izlerine rastlanmıştır. Bu izler de tokatçıların beyin kanaması geçirtecek kadar şiddetli bir vuruşa sahip olduğunun göstergesidir.
Osmanlı tokadı, Osmanlı Ordusu askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları, elin her iki yanıyla yapılabilen düşmanı sersemletmek amacıyla uygulanan bir vuruştur. Elin ve kolun omuzdan hızlı ve açısız bir şekilde hedeflenen noktaya sert bir şekilde temas etmesiyle gerçekleşir. Yanaklara ve ense kısmına doğru yapılır. Vuruşun şiddetine ve yerine göre öldürücü olabilir.
Osmanlı Ordusu'nda genellikle savaşlarda birebir ve yüzyüze yapılan mücadeleler esnasında sık sık yaşanan silahın elden düşmesi ya da kırılması durumunda kullanılmıştır. Osmanlı kültüründe bir kavgada taraflar asla birbirlerine yumrukla müdahale etmezlerdi. Yüze kalıcı zararlar verme ihtimalinden dolayı birine yumrukla saldırmak son merhalede yer alır ve yumrukla ilk saldıran ayıplanırdı. Tıpkı yatağan kılıcı olanların dövüşlerde karşılarındakini aşağılamak için kılıcın kesmez yanı ile saldırmaları gibi, tokat ancak yeri zamanı, kavgadaki taraflarca bilinen kurallarla kullanılırdı. Kavgada büyük olan karşısındakini sesi etraflıca duyulan şiddetli bir tokatla uyarır ve bu durum genellikle yeterli olurdu.
Osmanlı Ordusunda meydan savaşlarında en ön safta yer alan, azab askerlerinin, esas amaçları olan karşıdaki düşmanın seçkin birliklerini yorma görevleri sırasında hafif silahların kısa zamanda kullanılmaz duruma gelmesi ve ağır silahların kuşanmalarının aldığı zaman çoğu kez bulunamadığında tokat atmaya başlamaları ile askerler arasında yiğitliğin eriştiği son nokta olarak görülmeye başlanmış ve bunun üzerinde popülarite kazanmıştır. Sesi ile düşmanın üzerinde yarattığı psikolojik etki sebebiyle zamanla geliştirilmiştir. Bu askerler daha eğitim safasında mermer döverek yetiştirildikleri için, çok kuvvetli ellere ve kol yapısına sahip olurlar.(Osmanlı ordusunun En büyük tokatçıları Başıbozuk (Delibaş) diye adlandırılan bir düzensiz ordudur)
Osmanlı Tokadı, 2013’ün en iyi çıkış yapan dizileri arasına girdi. İlk bölümlerinden itibaren büyük bir izleyici kitlesine ulaşan TRT dizisi fenomen olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Diziye konu olan ve günlük hayatımızda sık sık kullandığımız ‘Osmanlı Tokadı’ kavramı nereden geliyor? Nedir? Kimler nasıl yapar? Tarihteki yeri ve ‘İZ’leri nelerdir?
Hür Haber haber ekibi sizler için derledi;
OSMANLI TOKADI NEDİR?
Osmanlı tokadı, Osmanlı Ordusunda görevli askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları bir vuruş türü… Elin her iki yanıyla da yapılabilen ve muhatabını sersemleten, duruma göre bayıltan ya da öldürebilen cinstendi… Bu tokatların muhatabı genel itibarıyla düşman askerleri değil, askerlerin atları olurdu…
HERKES YAPAMAZ
Osmanlı Tokadı zannedildiği üzere her Osmanlı’nın değil, yalnızca alanında uzman kişilerin uygulayabildiği bir tekniktir. Osmanlı Tokadını ‘delibaş’ isimli askerler yıllar süren eğitim sonucu atabilirlerdi. Delibaş’ların çocukluktan itibaren pirinç ve hamurla beslenip vücutlarının güçlü ve diri kalmasını sağlanır ve yine erken yaşlardan itibaren her gün yüzlerce kez yağlı ellerle mermere vurarak gelişimlerini tamamlarlardı.
SAVAŞA KEFENLE GİDERLERDİ
Delibaş’lar sefere asker kıyafetleri ile çıkar, çarpışma öncesi kefenlerini giyerek‘hendek’lere yerleşirlerdi. Daha sonra gelen düşman askerlerinin atlarını tokatlayarak düşürürlerdi. Yıllarca mermer üzerinde tecrübe kazanmış ellerin hedefindeki atlar için 2 seçenek kalırdı: Ölmek ya da sakat kalmak.
KAFATASINDA EL İZİ ÇIKAN ATLAR!
Osmanlı tokadı gerçeği arkeolojik kazılar sonrasında daha da günyüzüne çıktı. Osmanlı’nın savaştığı topraklarda yapılan araştırmalarda bulunan bir çok at ve insan kafatasında tokat izlerinin olduğu gözlendi. Kazılar esnasında kafatası içine yani beyne doğru göçmüş insan iskeletleri hatta metal miğferlerde bile el izine rastlandı. Bu izler de tokatçıların beyin kanaması geçirtecek kadar şiddetli bir vuruşa sahip olduğunu gösterdi.
NASIL YAPILIR?
El ve kolun açısız, ve omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya el ile yapılan temasla yapılır. En çok yüzün her iki yanına ve enseye; Bilek veya dirsek kırılmadan, omuzdan güç alınarak, büyük bir hızla atılırdı. Yüzün her iki yanına veya enseye atılabildiği gibi, asıl Osmanlı tokadı, burnu hedef alacak şekilde, yüzün tam ortasına, avuç içini germeden, aya, burun ucuna denk gelecek şekilde atılırdı. Bu şekilde,kafatasının göz çukurları arasında kalan kısmını kırarak beynine saplanır, böylece ölüme yol açardı. Böyle bir tekniğin uygulanmadığı durumlarda bile, hızlı ve çok sert biçimde atıldığı ve çok kuvvetli bir tokat olduğu için, boyun kırılmasına yol açarak da öldürebiliyordu.
Etkili şekilde atıldığında öldürücü olabilen Osmanlı tokadının çıkardığı ses bile mahvedici olabiliyormuş…
KULAĞA GELİRSE…
Kulak hizasına vurulan Osmanlı tokadı var ki… Kulağın içinde bulunan denge sıvısı ve mekanizması sarsıldığından ve kulakta kemik-kıkırdak namına sağlam bir şey kalmadığından, tokadı yiyen yine aynı şekilde can verirdi.
Osmanlı Tokadı, 2013’ün en iyi çıkış yapan dizileri arasına girdi. İlk bölümlerinden itibaren büyük bir izleyici kitlesine ulaşan TRT dizisi fenomen olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Diziye konu olan ve günlük hayatımızda sık sık kullandığımız ‘Osmanlı Tokadı’ kavramı nereden geliyor? Nedir? Kimler nasıl yapar? Tarihteki yeri ve ‘İZ’leri nelerdir?
Hür Haber haber ekibi sizler için derledi;
OSMANLI TOKADI NEDİR?
Osmanlı tokadı, Osmanlı Ordusunda görevli askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları bir vuruş türü… Elin her iki yanıyla da yapılabilen ve muhatabını sersemleten, duruma göre bayıltan ya da öldürebilen cinstendi… Bu tokatların muhatabı genel itibarıyla düşman askerleri değil, askerlerin atları olurdu…
HERKES YAPAMAZ
Osmanlı Tokadı zannedildiği üzere her Osmanlı’nın değil, yalnızca alanında uzman kişilerin uygulayabildiği bir tekniktir. Osmanlı Tokadını ‘delibaş’ isimli askerler yıllar süren eğitim sonucu atabilirlerdi. Delibaş’ların çocukluktan itibaren pirinç ve hamurla beslenip vücutlarının güçlü ve diri kalmasını sağlanır ve yine erken yaşlardan itibaren her gün yüzlerce kez yağlı ellerle mermere vurarak gelişimlerini tamamlarlardı.
SAVAŞA KEFENLE GİDERLERDİ
Delibaş’lar sefere asker kıyafetleri ile çıkar, çarpışma öncesi kefenlerini giyerek‘hendek’lere yerleşirlerdi. Daha sonra gelen düşman askerlerinin atlarını tokatlayarak düşürürlerdi. Yıllarca mermer üzerinde tecrübe kazanmış ellerin hedefindeki atlar için 2 seçenek kalırdı: Ölmek ya da sakat kalmak.
KAFATASINDA EL İZİ ÇIKAN ATLAR!
Osmanlı tokadı gerçeği arkeolojik kazılar sonrasında daha da günyüzüne çıktı. Osmanlı’nın savaştığı topraklarda yapılan araştırmalarda bulunan bir çok at ve insan kafatasında tokat izlerinin olduğu gözlendi. Kazılar esnasında kafatası içine yani beyne doğru göçmüş insan iskeletleri hatta metal miğferlerde bile el izine rastlandı. Bu izler de tokatçıların beyin kanaması geçirtecek kadar şiddetli bir vuruşa sahip olduğunu gösterdi.
NASIL YAPILIR?
El ve kolun açısız, ve omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya el ile yapılan temasla yapılır. En çok yüzün her iki yanına ve enseye; Bilek veya dirsek kırılmadan, omuzdan güç alınarak, büyük bir hızla atılırdı. Yüzün her iki yanına veya enseye atılabildiği gibi, asıl Osmanlı tokadı, burnu hedef alacak şekilde, yüzün tam ortasına, avuç içini germeden, aya, burun ucuna denk gelecek şekilde atılırdı. Bu şekilde,kafatasının göz çukurları arasında kalan kısmını kırarak beynine saplanır, böylece ölüme yol açardı. Böyle bir tekniğin uygulanmadığı durumlarda bile, hızlı ve çok sert biçimde atıldığı ve çok kuvvetli bir tokat olduğu için, boyun kırılmasına yol açarak da öldürebiliyordu.
Etkili şekilde atıldığında öldürücü olabilen Osmanlı tokadının çıkardığı ses bile mahvedici olabiliyormuş…
KULAĞA GELİRSE…
Kulak hizasına vurulan Osmanlı tokadı var ki… Kulağın içinde bulunan denge sıvısı ve mekanizması sarsıldığından ve kulakta kemik-kıkırdak namına sağlam bir şey kalmadığından, tokadı yiyen yine aynı şekilde can verirdi.